Kitap tavsiyesi / Korku Stefan Zweig
ÖZET
📔 Korunaklı bir hayatı olan Irene evliliğinden sıkılmış, hayatında değişiklik olsun diye kocasını aldatmıştır.Bu aldatışda ne ruhsal ne de fiziksel bir çekim yok aslında her şey kadının şımarıklığı... Sonrasında bir şantajcı Irene’ye şantaj yapmaya,evine kadar gelmeye ve mektuplar yollamaya başlar.Irene o güne kadar sahip olduğu aileyi, çocuklarını, evini, kocasını, sevgi ve güven duygusunu bu şantajlar sayesinde anlar.Her şeyi kaybedeceğini düşünerek korku içerisinde yaşar. Kocasına itiraf etmek ister ama utanır yaptığından. Şantajcı kadın eve gider gelir ve kocası Irene'e kadını sorar, mektupları sorar fakat Irene geçiştirerek kocasını yanıtlamaz. Adam aslında ona itiraf etmesi için cesaret verir ve müvekkillerinden bir kaç örnek vererek itiraf etmenin çok rahatltıcı olduğunu söyler. Fakat kadın itiraf edemez ve aşığının evine giderek bu şantajcı kadını bulmasına yardım etmesini ister. Adam böyle bir kadın tanımadığını söyler ve bu esnada adamın yatağında başka bir kadın vardır. Irene buradan çıkınca eczaneye gider, kendini öldürme niyetindedir. Kocasını eczaneye yanına gelir ve onu oradan çıkarır. Kocası her şeyi biliyordur aslında şantajcıyı da kocası tutmuş sırf sahip olduklarının farkına varsın ve aşığını bir daha görmeyip, ailesine dönsün diye. Irene hiç konuşmaz ve sabah uyandığında evlilik yüzüğü parmağı ışıldıyordur.
YORUM
📖 Tabi ki harika bir kitaptı.Kadının duyduğu endişe, korku inanılmaz sarsıcıydı, okuyucuya çok güzel aktarılmış bu duygular.
Kadının sahip olduklarını kaybetme endişesini okurken hissettim.
Çocuklarına hiç vakit ayırmayıp, onları tamamen bakıcılara bıraktığının ve çocukları ile arasında hiç bir güven- sevgi bağının olmamasını anlaması ayrı bir korku duygusuydu.
Utancından itiraf edemiyor olması ve iç dünyasının sarsıntısı sonucunda ölümü düşünmesi hayret vericiydi.
📌Okumamak kayıp olur, okuyun ve okutturun
ALINTILAR
Fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir. Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.
Dingin varlığının birdenbire çözülüp dağıldığını hissediyor, bu bezginlikle bütün hayatının mahvolduğu duygusuna kapılıyordu.
Hapishane duvarlarının arasından tekrar güneşe çıkan biri gibi daha bilinçli bir sevinçle kaygısız ve neşeli olacaktı.
Tüm yeryüzünü ölü ve boşalmış hissediyordu, sadece kendi donup kalmış bedeninin içinde yüreği göğsünü çatlatacak gibi atıyor ve her atış canını acıtıyordu.
Korku cezadan çok beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa hafif de olsa, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
📔 Korunaklı bir hayatı olan Irene evliliğinden sıkılmış, hayatında değişiklik olsun diye kocasını aldatmıştır.Bu aldatışda ne ruhsal ne de fiziksel bir çekim yok aslında her şey kadının şımarıklığı... Sonrasında bir şantajcı Irene’ye şantaj yapmaya,evine kadar gelmeye ve mektuplar yollamaya başlar.Irene o güne kadar sahip olduğu aileyi, çocuklarını, evini, kocasını, sevgi ve güven duygusunu bu şantajlar sayesinde anlar.Her şeyi kaybedeceğini düşünerek korku içerisinde yaşar. Kocasına itiraf etmek ister ama utanır yaptığından. Şantajcı kadın eve gider gelir ve kocası Irene'e kadını sorar, mektupları sorar fakat Irene geçiştirerek kocasını yanıtlamaz. Adam aslında ona itiraf etmesi için cesaret verir ve müvekkillerinden bir kaç örnek vererek itiraf etmenin çok rahatltıcı olduğunu söyler. Fakat kadın itiraf edemez ve aşığının evine giderek bu şantajcı kadını bulmasına yardım etmesini ister. Adam böyle bir kadın tanımadığını söyler ve bu esnada adamın yatağında başka bir kadın vardır. Irene buradan çıkınca eczaneye gider, kendini öldürme niyetindedir. Kocasını eczaneye yanına gelir ve onu oradan çıkarır. Kocası her şeyi biliyordur aslında şantajcıyı da kocası tutmuş sırf sahip olduklarının farkına varsın ve aşığını bir daha görmeyip, ailesine dönsün diye. Irene hiç konuşmaz ve sabah uyandığında evlilik yüzüğü parmağı ışıldıyordur.
YORUM
📖 Tabi ki harika bir kitaptı.Kadının duyduğu endişe, korku inanılmaz sarsıcıydı, okuyucuya çok güzel aktarılmış bu duygular.
Kadının sahip olduklarını kaybetme endişesini okurken hissettim.
Çocuklarına hiç vakit ayırmayıp, onları tamamen bakıcılara bıraktığının ve çocukları ile arasında hiç bir güven- sevgi bağının olmamasını anlaması ayrı bir korku duygusuydu.
Utancından itiraf edemiyor olması ve iç dünyasının sarsıntısı sonucunda ölümü düşünmesi hayret vericiydi.
📌Okumamak kayıp olur, okuyun ve okutturun
ALINTILAR
Fırtına veya bunaltıcı sıcak kadar havanın durgunluğu da insanı rahatsız edebilir aynı şekilde ılımlı bir mutluluk da talihsizlik kadar kışkırtıcı olabilir ve isteksizlik çeken pek çok kadın için umutsuzluğun getirdiği sürekli bir doyumsuzluktan daha tekinsizdir. Tokluk da açlıktan daha az kışkırtıcı değildir.
Dingin varlığının birdenbire çözülüp dağıldığını hissediyor, bu bezginlikle bütün hayatının mahvolduğu duygusuna kapılıyordu.
Hapishane duvarlarının arasından tekrar güneşe çıkan biri gibi daha bilinçli bir sevinçle kaygısız ve neşeli olacaktı.
Tüm yeryüzünü ölü ve boşalmış hissediyordu, sadece kendi donup kalmış bedeninin içinde yüreği göğsünü çatlatacak gibi atıyor ve her atış canını acıtıyordu.
Korku cezadan çok beterdir, çünkü ceza bellidir, ağır da olsa hafif de olsa, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.
Yorumlar
Yorum Gönder